NewYork’ta bir marka “tecavüz engelleyici iç çamaşırı”nı satışa sundu. O nasıl oluyor diyenler olabilir ama konumuz ürünün nasıl olduğu değil.
Ben haberi okuduktan sonra şu yorumu yaptım:
- Eğer "tecavüz engelleyici iç çamaşırı" Türkiye’ye gelirse; kadın, tecavüze engel olan don giymedi diye, tecavüzcü ceza indirimi alır. Kadın yine yadırganan ve yargılanan taraf olur, siyasetin kirli sayfalarında bir kez daha adının üstü çizilerek, birey bu psikolojik savaşta yapayalnız bırakılır.
Bu yorumumun ardından bana şöyle bir şey söylendi:
- Birilerinin, kadın güvenliği için adım atma çabasında olması umut verici.
Keşke birileri gerçekten de umut verici bir şeyler yapabilselerdi. Ama durum öyle değildi. Ben de dedim ki:
- Ben sana o birilerinin kim olduğunu söyleyeyim; bu ürünün tasarımcısı 18 ve 20 yaşlarında tecavüze uğramış bir genç. Aynı durumu yaşamış bir de arkadaşı var yanında.
Yani anlayacağınız birileri birilerini düşünmüyor. Durum aynen “tırnağın varsa başını kaşı” hesabında olduğu gibi.
Ve öte yandan şunu söylemek gerekiyor; “bu, erkeklere tecavüz etmekten kaçınmayı öğretmektense kadınlara tecavüze uğramaktan kaçınmayı öğreten toplumun ürünü olabilir”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder